Stabil

Hep aynı yüzler hep aynı cafeler ortamlar, içtiğim kahve bile aynı..Değişen bir şey yok hayatımda. Rutinimi tekrar etmek yeni rutinim.Uyumak gibi alışkanlığım oldu dışarı çıkmalarım..Anlatacak bir şey yokken saatlerce koşabildiğim bir avuç insan.Bazen onların da arkadaşı dahil oldu tabi muhabbet beleş olunca sirkeden tatlı gelir insalara.Beni dikkatlice dinleyen birkaç göz dikkatimi çekiyor her ağzımı açtığımda.Çıkan kelimeleri kaçırmadan dinleyip ardından telefonlarına gelen mesajı cevaplamamı istedikleri bile oldu.Sırf o hatunu etkileyebilmek için benim mesajlaşmamı dahi istedi masadaki yeşil renkli polo tişörtüyle oturan, kolunda dört haneli uçuk etiketiyle taktığı saati ben de buradayım diyordu.yavaşça limonatasını içerken telefonu bana uzattı.

İnsanlar birini etkilemek için neden olmadığı gibi davranır . Kendi gibi sevilmek varken rol yapmak.Çok iyi oyuncu olduğumuzu düşündüğümüzden mi yoksa kazanma hazzı mıdır bu bilmiyorum. Sırf koluna ojeli parmaklarıyla nazik bir el girsin diye bunca zahmet.Ben ne mi yapıyorum.Yalnızım ulan ben gururla haykırabiliyorum bu uçurumdan.Duyduğum sadece kendi sesim, defalarca.Kaliteli ama yalnız bir yalnızlığım var.Yitip giden bir sevgi hırsızından sonra sevemediğimden ya da iyi oyuncu olmadığımdan. Evin girişinde duran ayna gibiyim onlarca insanın önünden bakmadan geçtiği bir ayna.Onlarca insan içlerinde ne olduğunu bilmeden yeni bedenlerle bir olmak karışmak istiyor.Halbuki henüz kendisinin ne olduğu hakkında zerre fikri yokken.. Yalnızlığıyla yaşayan insanlarda tanıdım ama hep bir yoldaşları vardı. Kimisi sigaraya sardı dertlerini,kimisi gitarın tellerinde buldu aradığı sohbeti. Bense yazarak atmaya çalışıyorum bu nalet toksinleri.Yeni yetme bir yazar ne için yazmaya başlarsa o sebepten yazıyorum.Rahatlamak ..Kafamı her yastığa koyduğumda kendime sakladığım düşüncelerden temizlenmek.Gecelerimi aydınlığa kavuşturmak için zaman geçirmek, belki de gece çöken o ölüm sessizliğine can vermek için yazıyorum. Aslında yazmıyorum karalıyorum , defalarca yazıp sildiğim kelimeler beni tükenmişlik sendromuna bile sokuyor. Üretkenliğimin bittiğini , artık sesimin çıkmadığını ya
da kendi cümlelerimin tükendiğini bile düşünüyorum yazmadığım zaman. Bir aralık pencere bulursam içeri dalıyorum ve tıpkı bu yazı gibi bir eve ulaşıyorum.Belki eskiler kadar büyük geniş değil ama nefes alabilecek kadar tek nefeste okunabilicek bir yazı yazıyorum. İlham perilerimi aradığım şu saatte keşke sigara kullansaydım da ateş arasaydım diyorum..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Işıkları En Son Çıkan Kapatsın

İceberg

23