Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Affet

Yine çıktın geldin dört duvar aklıma .Oysa söz vermiştim kendime ne unutmaya çalışacaktım nede ateşini harlamak için kozalak arayacaktım. Sensiz bir hayat inşa etmekte de başarılıydım. Taki tüm bina ilk rüzgarda yıkılana dek .Mimar senmişsin haberim yokmuş. Küfürlerin biri bin para yine. Sorun neydi diye düşünmeme gerek yok aslında, düşünmem gereken nereden  başlayacağım .Onlarca kalbe açtım kalbimi , üzer gider kırar parçalar diye düşünmedim ,sadece mutlu etmek , mutlu olmak istedim. Küçük bi çocuğun eline verilen oyuncak oldum kimi zaman , daha yenisi çıkınca kenara atıldım ,bazen parçalara ayrıldım ama bi şekilde toparlandım onardım kendimi . O ufacık çocuğun gözlerini gülümsetebilmek için her şeye katlandım . İşler sana gelince karmakarışık oldu işte . Benim bi kalbim varmış dedim nefes almakta zorlandım kalbimin atma sesini ağzımda hissettim. Artık öğrendim önce kendimi sevmem gerektiğini , aynaya bakınca suratımı bozmayı değil gülümsemeyi keşfettim. Bana yapılan tüm kötülüklere

Tüm Doğum Günlerine

Bugün doğum günüm nefes aldığımdan bi haber olan insanların şirin görünmek için mesaj atmalarından anladım ,tarih yapraklarından değil. Yapraklarda dökülmüyordu henüz , oysa eylül hüzünlüydü sevmezdi çiçek açmayı. Lanet olası küresel ısınma.. Biz bozduk bu dünyayı ağaçlar ve köpeklerle beraber ödüyoruz. İnsanlığımdan utanıyorum hatırladıkça. "Biz ne ara .." demiyorum ama biz bunun için yaratıldık . kirletmek ve kirlenmek savaşımız oldu tanrı tarafından bahşedildi bu akıl ama kullanamadık iyiliğe. Şeytan galip biz ise nakavttık mavi köşede. Ağaçsa bi haber çiçek açtı düzeltmek için bir şeyleri ,ben denedim demek için yada. Akıntıya kürek çekmek miydi bu yoksa yeni bir akım oluşturmak mı? O gemide kim vardı peki her hayvandan ikişer tane mi yoksa ?? Dünyayı sel mi basıcaktı yoksa boğulmuş muyduk beyin örümceklenmesinde . Algımız yıkanmış fakir edebiyatından tecaül arifin belini kıramamıştık henüz . Hüsnü tahlil olay yerine yine yakın .. "Gemi çoktan yol aldı kaptan" d

HİKAYE 2

-Zaman kaybetmeden başlamam gerekiyor ama nasıl başlamam gerektiğim hakkında bir fikrim yok. En son yazı yazdığımda ilk okuldaydım.Evet ilkokul.. "İlkokulda zeki bir çocuktum.Sanırım kasedi o kadar sarmak için vaktim yok.Kendimden bahsedecek olursam 11.09.1990 California doğumluyum.Memur bir ailenin 2 çocuğundan biriyim.Kardeşim benim için çok bir şey ifade etmese de benim her şeyim.Dürüst olmak gerekirse kendimden bahsetmek hoşuma gidiyor lakin övmek değil bu.Enerji dolu , kolay yaşam enerjisi bulabilen ama çok kolay yerle bir olabilen biriyim.Hareketli yerinde durmayan boksör gibiyim adeta .İlk yumrukta yıkılıyorum ama tekrar ayağa kalkmayı başarıyorum.Bir kaç güzel sözle bedava 3 top dondurma alan çocuk kadar mutlu olabiliyorum ama bir kaç kötü sözle tek oyuncağı elinden alınmış bebek kadar mutsuz olabiliyorum.Son olarak insanlara çok çabuk güveniyorum ve sonunda üzüleceğimi düşünsem bile elimden gelmiyor ve birine kendimi kolay kaptırıyorum.Clara buna son veriyor.Beni değişt

Yoldaş Önerisi

Akıp giden zamana karşı koymayı düşünmek bile aptallık. Zarlar hep düşeş gelicek değil tabiki , sevme yanılmalarım elbette olucaktı ama tüm tercihlerde yanılmak .. Değeri değersizleştiren, hayallerime attığı pençeyle yerle bir eden bu kadına kızmıyorum. Beni ben olduğum için sevmedi ve mutluyum bundan . En azından mutlu olmak için bir yol bulabildim . Boş bardağın dolu tarafına bakamadım belki ama bardağım olduğuna sevinebildim. Hikayelere başlamadan sonunu bulamıyoruz , görmemiz için ise yaşamamız gerekiyor. Yoksa nerden bilebilirdim ki beni öldüren şeyin aslında beni tekrar yapılandırdığını . Çokça insan kaybettim , fiziksel olarak çok kişiyi kaybetmesemde manevi olarak gidenler fizikende gittiler benden . Elbette evlerinde şuan yatıyorlar göremesem duyamasamda nefes alabiliyorlar. Çok İnsan kaybetmek için çok insan tanımam gerekiyordu tabi , oduna ihtiyacı olan alev gibi . Bunca insan ruhumu açtı , kanatlandırdı beni. Getirileri gibi götürüleri de oldu . Uçmak için kanatlara gerek o

HİKAYE 1

Söylesene Clara hayatında aldığın en büyük risk nedir ? Bunu sorarken bile içimde beni kemiren farenin dişlerinin birbirine vuruş sesini duyabiliyordum. Clara ağzını açtı ve zamanı benim için durduran kadının neden o olduğunu bir kez daha anladım. Sanki onu sevmemin  ne kadar doğru olduğunu kanıtlayan cümleler döküldü ağzından . -Beraberken sadece mutlu olacağımızı düşünüyorsan hemen siktir git bu odadan , sana 2 çocuk verip tüm gün işten gelmeni bekleyeceğimi düşünüyorsan da bekleme yola koyul. Ben sana tek bir şeyin sözünü verebilirim Frank . Asla canın sıkılmayacak.  +Bunun konumuzla ilgisini açıkladığın an seni balayına çıkarabilirim. -Hayatımda aldığım en büyük risk bir adamla beraber yaşamak istediğimi söylemiş olmamdı .  +Yani beni seviyorsun?  -Hadi ama Frank sevdiğimi söylemediğimi biliyorsun .  Sadece gülümsedim cevabı biliyordum ve onu zor durumda bırakmak isteyeceğim son şeydi . 2 düğmesi açık olan gömleğine elimi uzattım . Belinden yavaşça kavradım ve kendime doğru