Bana Ayrılan Sürenin Sonu

Yaptığım hatalar kadar büyümediğim bir yıl daha.22 yıllık sürecin getirileri götürüleri hayatın kendi terazisinde sallanadursun. Bu mevsimde hala güneş yağıyor üzerime. Geçen zaman sadece bana değil tüm dünyaya zerk etmiş. Dünya değişirken mevsimler farklılaşırken kim aynı kalabilir ki? Hepimiz o zehri tattık bir kere. Herkesin dilinde değiştini ifade etmek yatıyor. Kime göre ve ne kadar değiştiği ise muamma. Zehrin önemi dozudur, şifayıda bu belirler.

Her neyse gelelim günün anlam ve önemine.İlk nefes ,ilk dert işte bugün başladı. O an orada olan insanlara verdiğim mutluluğu bir daha asla veremeyecek olma korkusu hep içimde bi yerlerde durdu. Mutlu ettikçe mutlu olmak benim mottolarımdan biri sanırım. Aslında başka bir pencereden de zayıflığım. Pencere buğulu ama gökyüzünde tahtı sallanan siluetleri görmek mümkün. Bananeyse başka  siluetlerden , kahrolası merak hepimizin yapı taşı..

Bir başıma olduğumu hissetmek, görmekle devam edince, üzüntü yerini hissizliğe bırakıyormuş. Uykuya hapsedilmiş sıkıntılarım , keşke vardan yok olabilse şu evrende. Uykuya emanet acılar tabi ki sabah olunca tıpkı arabaya bağlanan, minik prensesin pabuçları gibi , bırakmaz peşimi.‪3 günlük dünyanın 1.günündeyim ve tesadüfe bakın ki bu gün doğum günüm.‬

‪"Benim adım Kinyas , ismimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir acının ifadesi" gibi ne bir girişim var nede öyle bir ismim. Ben Tolga , Selim Tolga güneşi uyandırma servisinde çalışan binlerce hayattan sadece biri.. ‬

‪Artık cümlelerim eksik anlatımların ucu açık. İfade gücüm mü zayıfladı yoksa zaten bu kadar açıklamaya gerek yoktu da ben mi yeni farkettim bilmiyorum. Gelişmem gerek , bunun içinde denemem . Denemek hata getiricek eminim ama neyin yapılmayacağını öğrenmek daha elzem. 3te 1 i tamamlanmış bi hayattan edindiklerim daha hiç bir şey o yüzden zaman lazım. Tek satın aldığımız şey olan zamanı, satın alınamaz göstermek bile hatayken insan oğlu bunu yapmaya mecbur. Hayatın değeri zaman , zamanın değeri oksijen. Kim için azalırsa azalsın sıkıntı başlar. Ne kadar sermayen olduğunu bilmem ama kum saati döneli çok oldu kumları yakalama kumlarla kal.‬
‪Zamanla geçtikçe , hissizlik çıkar ruhundan.‬

‪Konuşmak için tüketmiyorum nefesimi ama ellerimde çalışmıyor. Bana atılan bir lafın diyalogunu kafamda yaşayıp saçma bir yere gideceğine emin olduktan sonra cevap vermemeyi seçiyorum. Seçimlerim beni dünyadan mı yoksa insanlardan mı soyutlaştırıyor yoksa kendime mi somutlaşıyorum?Gereksiz sohbetlerden kaçarken yazmaya eğiliyorum şu günlerde. Kendimi ,sesiyle beni hipnoz eden pilli zaman ölçere kaptırıp aklımdan geçen görselleri daha fazla nasıl tutabilirim diye düşünürken yazıklarımın katkısı geldi aklıma. Rahatladığım aşikar peki ulaştırmak ne katıyor. Ben işçi çalıştıran ,kar amacı gütmeyen kuruluş değilim peki ben neyim neden bu blogda kendi kavgalarımı halka arzı endam ediyorum. ‬

‪Evet evet sanırım bu son olacak. Yazdıklarımı raptiyelerle panolara asma girişimim bir sürelik askıya alınıcak. Bir şeyler yazan herkesin içindeki paylaşma dürtüsü bizim ortak noktamız. Bunu yaparken ki gaye başkalarına yardım etmek sanırım , halbuki kimse kimseye yardım edemez. Üstelik kendine bile yararı olmayan ben , bir başkasında ufuk açacak boyalara sahip değilim. Boyama kitabına kara kalem çalışan biri için fazla ütopik görevler olurdu. ‬

‪Doğum günümün iç döküntülerine  mezar olması güzel oldu. Düzensiz yazan kalemim artık kendime yazacak. Sana kaybettirdiklerim için üzgünüm. Oksijenine dokunmasamda kum tanelerinden bir kaçını ben vaktinden önce düşürdüm.‬

‪Önsözü olmayan bir blog için sonsöz fazla iddialı olurdu. ‬

‪..Artık şarkımı dinletmek için değil dinlemek için yapıyorum.‬



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Işıkları En Son Çıkan Kapatsın

İceberg

23