Bir tavsiye yazısı

Unutan iyileşir demiş Nietzsche peki ya hastalıklıysa. Hipertimestik deniyormuş buna unutamıyorsun ne kaybettiğin insanları ne de söylenen şeyleri yapılan kavgaları belki tüm ayrıntılarıyla değil ama unutmak isteyecek kadar acı veren hisleri . Yaşamaktan korkmaya başlarsın galiba bu yüzden korkar olursun yeni tecrübelerden . Acı verir unutmaya çalışmak , ölmek kurtuluş olur ,belki de eğer garantisi olsaydı anıların da gömülmeyeceğine rahatça verebilirlerdi son nefeslerini . İnsanlar neden ölümden korkar peki ? Sessizlik mi ürkütür onları bilinmezlik mi güneşten mahrum kalmak mı? Yoksa bir abimizin dediği gibi bu tecrübeyi yaşamak ağır mı gelir insana. Onca şey yazılabilir aslında ama yaşadığımızın farkında olmamız gerek önce , kafamı kaldırdığımda gördüğüm kozalaklar mesela yada tahminen 10ar metre aralıklarla dikili olan çamlar, tepemde ışığını hiç esirgemeden herkese eşit yayan güneş ,toprağa nefes aldıran solucan aslında biraz dikkatle yaşamanın bırakılamayacak kadar güzel olması ölümden korkutuyor bizi . İnançlar devreye giriyor birazda ;kimisi bir kavuşma olarak görüyor kimisi hesap sorma kimiside başka vucuda bürünmek için gerekli olan son yada başlangıç. Neye inanırsan inan ister unut ister hatırla ama farkına var gözlemle. Aynı abimizin lafıyla bitiriyorum bu yazıyı '' Dünyanın bize sunabileceği en büyük ve en son tecrübe ölümdür. Öyle büyük bir tecrübe ki, onu edinenler aramızda değil artık'' Eğer yaşadığını düşünüyorsan bunu tüm hücrelerinde hissetmen gerek . Nasıl mı daha iyi gözlemle , rutinini tekrarlarken kaybolma içinde neden yaptığını hatırla mesela her gün geçtiğin sokaktaki evlerin renklerine bak yada camlarında olan çiçeklerin rengine dikkat et.Yaşadığının farkına var ve hakkını ver...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Işıkları En Son Çıkan Kapatsın

İceberg

23